12 Aralık 2016 Pazartesi

BAŞKA TÜRLÜ Bİ'ŞEY - KİTAP YORUMU




ARKA KAPAK



Yaratıcı yazarlık hocası, kurye, Starbucks baristaları, esas oğlanın en iyi arkadaşı, esas kızın oda arkadaşı ve bahçedeki sincabın ortak bir noktası var:
Hepsi Gabe ile Lea'nın birlikte olması gerektiğini düşünüyor.
Birlikte yaratıcı yazarlık dersi alan Lea ve Gabe aynı zevkleri paylaşır, aynı Çin yemeğini sipariş eder ve aynı mekânlarda takılırlar. Ne yazık ki Lea biraz kendi halinde, Gabe ise çekingendir ve ikisi de ilk adımı atabilecek gibi görünmemektedir. Fakat aralarında bir şeyler vardır ve onların dışında herkes bunun farkındadır. Yaratıcı yazarlık hocaları ikisini bir araya getirmeye çalışır, Starbucks'taki barista ilişkilerini dizi gibi izler, otobüs şoförü karısına onlardan bahseder, restorandaki garson onları hep aynı masaya oturtur. Hatta okulun bahçesindeki sincap bile iki gencin birlikte olması gerektiği kanısındadır. Peki, herkesin inandığı bu aşka Lea ile Gabe de inanacak mı?
“Akıcı ve tatlı bir aşk hikâyesi arayanlar için birebir.”
- VOYA 
“İki insan kavuşacaksa bu Gabe ile Lea olmalı... Aralarındaki çekim o kadar güçlü ki herkes bunu hissedebiliyor ve hikâyeleri de etraflarındaki bu kişiler sayesinde yazılıyor. Eğlenceli ve tatlı bir romantik komedi.” 
- School Library Journal


" Biliyorum ki eğer o anı kaçırırsam bunun için asla başka bir şansım olmayabilir. Ve eğer başka bir şansım olmazsa başta benim ona bakmakta olduğumu asla bilemez . Çünkü o öyle biri , kendisine bakmayı isteyeceğiniz türde bir insan 


YORUM;

Başka Türlü Bi'şey , birlikte yaratıcı yazarlık dersi alan ve aynı zevkleri paylaşan Lea ve Gabe ise birbirleriyle tanışma , hoşlanma ve açılma evrelerini 14 farklı bakış açısıyla anlatan ilginç bir kitap.
Ha bir şekilde orijinalliği de bu 14 farklı bakış açısıyla yakalıyor zaten.

Çiftimizin birlikte olma evrelerini oturdukları banktan , bindikleri otobüsün şoförüne , en yakın arkadaşlarından , kafedeki baristalara hatta yolda gördükleri sincaptan bile okuyoruz .
Çünkü yakıştırılan bu çift dışında herkes onların hislerini anlıyor , aralarındaki kimyayı farkediyor.

Kitabın sonuna kadar , hatta sonunda bile bakış açıları sürekli değişip okuyucuya herkesin gördüğü asıl olayı farklı düşünce tarzlarıyla sunuyor okuyucuya.
İlk başlarda , kitaba giriş kısmında bu bakış açılarının sürekli değişmesini ilginç bulsamda , kitabın sonuna doğru artık sabit durmasını , sadece çifte odaklanmasını, tek bir gözle hikayeyi bitirmesini istedim.
Bir yerden sonra anlam karmaşası , olay örgüsünü yakalayamama durumuna düştüm.



Yazar bence bütün romantik hikayelerin ana konularından olan "karşı cinse açılamama olayı" nı okuyucuya daha ilginç bir yönden lanse etmek isteyip , kitabı benzerlerinden başka bir yöne taşımak iştemiş ancak bu olay beni sıkmaktan başka bir işe yaramadı maalesef.

Kısacık , basit , eğlenceli bir kitabı herkesin gözünden okuyunca uzadı , uzadı ve uzadı. Bir yerden sonra "nolursunuz , ana karakterler konuşsunlar artık" demeye başlamış  olabilirim.

Victor unkini çok beğendim en Sanırım , bunların dışında farklı düşünce tarzlarından. Tamamıyla anlatıcı o olsaydı acayip hoşuma giderdi kitap . Onun bölümlerini okurken kahkahalara boğulmadım değil.

Normalde tatlı bulacağım , seveceğim bir hikayeyi sanırım bu bakış açısı karmaşası yüzünden sevemedim , keyif alamadım okurken .


PUANIM ; 3\5

7 Aralık 2016 Çarşamba

YABANCI - KİTAP YORUMU ( OUTLANDER #1 )




ARKA KAPAK

Sene 1945.

Eski bir savaş hemşiresi olan Claire Randall, evine dönmüştür. Tekrar bir araya geldiği eşiyle ikinci bir balayına çıkar. Salisbury Düzlüğü’nde bulunan tarihi taş çemberini ziyaret ederler. Bu taşlardan birine dokunan Claire birden kendini, savaş yüzünden yıkılmış ve gruplaşmış sınır baskınlarına maruz kalan İskoçya’da bir yabancı olarak bulur. Sene 1743’tür.
Anlayamadığı güçler tarafından zaman içinde geçmişe savrulan Claire, hayatı için tehdit oluşturabilecek mülk sahipleri ve casusların arasına düşmüştür. Cesur bir İskoç savaşçısı olan James Fraser, Claire’e öyle sınırsız bir aşk sunar ki, genç kadın sadakat ve tutku gibi iki zıt duygunun arasında sıkışıp kalır. Farklı zamanlarda yaşayan ve hiç ortak özellikleri olmayan bu iki adam arasında bir seçim yapması gerekmektedir.







'Kanın benim kanım, 
Kemiğin benim kemiğim
Bir olabilmemiz için vücudumu 
Ölene kadar da ruhumu sana sunuyorum...'

Hafifçe omuz silkti. 'Aslında diğer yeminlerle aynı, bu belki biraz daha ilkel...'

Sarılı bileğime baktım. 'Evet, bu konuda hemfikirim.'





'Evet, Sassenach,' dedi sesinde hafif bir keder vardı. 'Senin efendinim... Sen benimsin. Kendi ruhumu kaybetmeden seninkine sahip olmam imkansızdı.'







YORUM

Herkese Merhabalar!

Hayatınızda okuyabileceğiniz en duygusal , en tarihi , en fantastik , en aşk dolu , en tatlı , en entrikalı ve en acımasız yani kısaca içinde her türlü en'i barındıran kült serinin aynı adla çıkmış ilk kitabı Yabancı yorumuyla bugün sizlerleyim.

Asıl yoruma geçmeden önce kitabın bende bıraktığı duygusal yoğunluk ve yerine başka bir şey  konulamayacak şekilde derin bir izler bıraktığını söylemeliyim.

Kitabımız her ne kadar "olaylar" etrafında çevrelenmiş tarihi roman özelliği taşısada , duygu yoğunluğu, verdiği,vereceği o anlamsız hisler silsilesi açısından tam anlamıyla romantik ve dram kitabı.
Tarihi yoğunluk, ikili ilişkilerin anlamsız çekiciliği, hikayeye renk katarak zaman yolculuğu temasıyla Yabancı tam anlamıyla efsane kitaplardan biri oldu benim için.

Kitabı edinip , okunacaklar listemin en sonunda bir yerlere koyduğumda tek isteğim kitaba , seriye başlamak için deli cesaretiydi.
Ve bu deli cesareti ise 2016 yılının son ayında okuyacağım ilk kitap olarak Yabancı 'yı seçmemle ortaya çıktı
Seriye başlama korkum , serinin kitaplarının tuğladan hallice kalınlıkta olması ve çevreden duyduğum asılsız bilgiler ile "sıkılacaksın ! " kelimesini sıklıkla duymam ile başladı.

Ve şimdi sizlere bu yorumda anlatmak istediğim iki ana şey var ;
1) Tuğlalardan korkmamanız aksine sevmeniz gerektiği ve
2) Asla ordan burdan duyduğunuz sözlere inanmamanız gerektiğini vurgulamak 

Öncelikle Yabancı kurgusu itibariyle sürekli olay akışı içerisinde. Tarihi bir boyutu olduğu için de bu olay akışı hiçbir şekilde hız kesmeyip , o dönemin entrikaları, savaşları ve insanları nedeniyle daha renkli daha heyecanlı bir hale geliyor. Bu olaylarda kitabın başından sonuna kadar akıcılığı , sürükleyiciliğe sahip olmasının sağlıyor haliyle.
Kitabımızın,bir serinin başlangıç kitabı olmasına rağmen bir yavaşlığı, o klişeleşmiş ilk kitap da olan karakter tanıtımı, ortam tanıtımı amacı taşımıyor.

Direk kurgunun içine aniden dalıveriyorsunuz. Ana karakterimiz Claire ile o sihirli taşlara dokunmuş ve birden kendimizi onunla birlikte geçmişte bulmuşsunuz gibi.

Ve bu tarihi kurgu da bir nevi olayın içine çekilmenin için ana etkenlerden biri bence . Çünkü "gerçeklik" okuduğumuz anda bizi içine çekiyor , Claire'ın anlatımı  derin bilgisi ile bu olay taçlanıyor okuyucunun nezdinde .
Çünkü bu kurgu bir nevi gerçek..
.
Objektiflik konusunu hiçbir anlamda tartışamayız , kurgunun gidiş yönü tamamen farklı ama okuyucuya aktardığı gerçek olaylar silsilesi kitaba farklı bir gözle bakmamızıda sağlamıyor değil .

Yabancı bana göre "tezat" kavramınıen açık bir şekilde içinde bulunduran en nadide eserlerden birisi.

Konu çeşitliliği, birbirlerine zıt duyguların hepsini bir şekilde biz okuyoruz Yabancı'da.



"Sassenach"
"Evet."
"Sana anlattığım içimdeki kaleyi hatırlıyor  musun ? "
"Hatırlıyorum. "
Gözlerini açmadan gülümsedi. Bu arada elini bana uzatmıştı.
" Onu yeniden inşa etmeye başladım. Yağmurdan korunacak derme çatma çatısı bile var. "

Kitabın bir diğer harika yönü olgun , aklı başında karakterlere sahip olması.

Claire , kitaba en başından beri renk katan , olgunluğu ve zekası ile yön veren ,son derece hoşuma giden kendine bir takım tavırlarıyla hayran bıraktıran bir karakter.
Başına gelen talihsiz olaylarlardan sonra cesaretinin hiç kırılmadığına , ailesine , aşkına sahip çıkan bana göre oldukça fedakar bir karakter.

Aşkına da son derece saygı duyduğumu belirtmeliyim.

Bir diğer ana karakterimiz , gönüllerin efendisi , kalbimizin fatihi Jamie Fraser dan bahsetmeden geçersen sanki okuduğum kitaba ihanet olacakmış gibi geliyor .
Onun o güzel kalbi , düşünceleri , hayran olunası cesareti ve yaptığı o büyük fedakarlıklar, şuana kadar okuduğum tüm romanların erkek karakterlerini gözümde sildi sadece kendini bıraktı o derece 

Karakterlerin aralarında var olan yaş farkına rağmen birbirlerini son derece iyi tamamladıklarını düşünüyorum ben .
Jamie 'nin Claire başa çıkma sahneleri kitapta gerçekten sevilesi yerlerden biri oldu benim için.
İkisinde de var olan zeka ve olgunluk , düşünce tarzlarının aynı olmasına , hissettikleri o derin aşk ise kitaba renk katan tutkunun açığa çıkmasına neden olmuş.
İyi ki de olmuş 

Serinin diğer kitaplarında neler olur bilmem , tahminim de yok ama benim için , gerçekten hissedilebilen çiftlerden biri oldular.

Kitap da değineceğim bir diğer nokta ise yazılan her günümüz kitabının yüzde ellisinde mutlaka bulunan mükelleştirilmiş karakterler içermemesi.

Okuduğumuz hiçbir karakter mükemmel değil , karakterlerin kusurlarını yazar örtmemiş , apaçık bir şekilde göstermiş. İşte bu da bir yönden kurguyu başta da dediğim gibi inanılır ve gerçek kılıyor.
Son sayfalarda ki o ağır olayı ben gerçekten beklemiyordum. Tamam tahminim vardı ancak bu kadar ağır sonuçlar getirip, bir de karakterin psikolojik olarak çökmesini , okuyucunun üstüne ağır bir hüzün dalgası itip , bununla başa çıkmasını sağlamak bence cesaret işi.Ki öyle yenilir yutulur , hazmedilir bir olay değil , gözyaşlarını sel olduğunu , yüreğimin dağlandığını belirtmeliyim.

Eh böyle bir acı , böyle bir sınav bu kitap için gerekli miydi diye soracak olursanız ; takındığım tavır , istediğim şey her ne kadar gereksiz bir olay olduğu konusunu bana hatırlatsa da , kurgunun gidişatı yönünden gerekliydi.
Bir sınavdı , sonuçları oldu ve başa çıkıldı.En azından kitabın görünen kısmında başa çıkıldı ben hala olayı hazmetme aşamasındayım .

Sonuç olarak fazla uzatmadan enlerin , zıtlıkların , benzersiz kurgunun en nadide örneği Yabancı'yı sizlere önermeden geçemeyeceğim.

Bana her anlamda ikilemleri yaşayıp bir sayfasında kahkahalara boğularak ,diğer sayfasında salya sümük ağlatabilen ender kitaplardan birisiydi.

En önemlisi gerçek dışı bir hikayeyi son derece gerçek olaylar silsilesi ile birleştirip kocaman , devasa bir seri yazmak her yazarın harcı değil.


Sayfa kalınlığına, kitap fazlalığına aldırmayıp , benim gibi deli cesareti ile başlamayı düşünenlere hemmen başlamaları gerektiğini öneriyorum .




 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang